Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV canlı yayınında soruları yanıtladı ve gündemdeki mevzuları kıymetlendirdi.
Gazeteci Bengü Şap Babaeker, eski İdeal Ocakları Vakfı Genel Lideri Sinan Ateş’in öldürüldüğü suikastla ilgili soruşturmada, MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’un da bulunduğu konutta gözaltına alınan Tolgahan Demirbaş’la ilgili gözaltı tutanağını kaybolmasıyla ilgili olarak “Bu suikastın siyasi ayağının ortaya çıkmasını önlemek için bir zımnî el, müdahale mi var?” sorusunu yöneltti.
Kılıçdaroğlu, “Açıkça konuşmak lazım, ben bu iktidara güvenmiyorum. Zira Ankara’nın ortasında Sinan Ateş katledildi. Hiç kimsenin yanlışsız dürüst sesi çıkmadı, iktidar sahipleri hiç konuşmadı. Saray bütün sessizliğini korudu ve müdafaaya devam ediyor. Bu cinayetin aydınlatılması lazım. Polisin tutanakları savcılığa göndermesi lazım. Savcı soruşturmasını yürütüyor, toplum büyük bir dikkatle izliyor bunu. Olayı örtmeye çalışacaklar, diğer yere çekmeye çalışacaklar” karşılığını verdi.
‘BİR AKADEMİSYEN KENTİN ORTASINDA VURULUYOR, KİMSE KILINI KIPIRDATMIYOR’
Sinan Ateş’in ailesine kelam verdiğini lisana getiren Kılıçdaroğlu, “Aileye kelam verdim. Bu bizim için bir namus problemidir dedim. Bu olay çözülünceye kadar, gerçek failler ortaya çıkarılıp tutuklanıncaya kadar, gerekli cezaları alıncaya kadar biz bu işin takipçisi olacağız. Bu bir insani vazifedir. Bu birebir vakitte Türkiye’de artık demokrasinin gelmesi, farklı düşünenlerin katledilmemesi, vakit zaman çatışmalar olabilir düşünsel olarak fakat el eline silahı git vur, ondan sonra elini kolunu sallayarak gez, siyasi iktidar sesini çıkarmasın… Bir kişinin burnu kanadığında kıyameti kopartıyorlar, bir akademisyen kentin ortasında vuruluyor kimsenin kılı kıpırdamıyor” dedi.
‘BİR ÜLKEYE ADALET GETİREMEZSENİZ HİÇBİR ŞEYİ GETİREMEZSİNİZ’
“Üstelik bir kişi MHP milletvekilinin meskeninde, teslim etmek istemiyor. Siz o sanığı hangi münasebetle meskeninizde tutuyorsunuz? Hangi münasebetle polise vermemek için efor harcıyorsunuz? Bunlar sorulmayacak mı, bunlar sorulacak az kaldı” diyen Kılıçdaroğlu, “Siz bir ülkeye adaleti getiremezseniz hiçbir şeyi getiremezsiniz. Vurulan bir diğeri da olabilirdi” tabirlerini kullandı.
‘SAVCILAR VE POLİSLERE SESLENİYORUM, YÜREKLİ OLUN’
Soruşturmayı yürüyen savcı ve polislere seslenen Kılıçdaroğlu, “Devlet olarak bu çeşit bir olaya asla müsaade veremezsiniz, adaleti sağlamak zorundasınız. Siz olayı kapatıyorsunuz, olayı örtüyorsunuz. Neden? Güç öbür bir yerde. Güç yargıya, savcıya, polislere baskı yapıyor. Buradan polislere de savcı arkadaşlara da hepsine söylüyorum: Yürekli olun, yürekli olun. Hiç telaş etmeyin, bu olayı bütün detaylarıyla yazın, davanızı açın bizler de takipçiniz olacağız ve tıpkı vakitte garantisi olacağız” diye konuştu.
‘ALİCAN ULUDAĞ TUTANAĞI TUTAN POLİSLERİN BASKI NEDENİYLE EMEKLİ OLDUĞUNU SÖYLEDİ’
Polis tutanağının kaybolduğu haberini yapan Alican Uludağ’la görüştüğünü, tutanağın imha edildiği argümanları olduğunu söylediğini aktaran İsmail Küçükkaya, “Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni cumhurbaşkanı olursanız bu mevzu ne olacak?” diye sordu.
Kılıçdaroğlu, “Tutanağı tutanlar da hayatta şayet imha edildiyse imha edenler de hayatta, gereği yapılacak. Kanıt karattığınız andan itibaren katilleri koruyorsunuz demektir. Bir kamu vazifelisi katilleri korumaz tam bilakis katilleri yakalayıp yargının önüne çıkarır. Umarım bu türlü bir şey yoktur. Zira devlette bir şey kaybolmaz. Siz tutanağı imha ediyorsanız bu çok büyük bir kabahattir. Bu elbette açığa çıkar. Zira şundan eminim bu ülkede bir polis, bir tutanak tutmuşsa o tutanak, o polisin namusudur” dedi.
Küçükkaya’nın “Ben Alican’a onu da sordum, ‘O polisler ne durumda’ dedim. ‘Zaten emekli oldular ağır baskılardan sonra’ dedi” kelamları üzerine Kılıçdaroğlu, “Onlar geleceklerdir, söyleyeceklerdir hangi münasebetle tutanağı tuttuklarını, tutanakta nelerin olduğunu anlatacaklardır” karşılığını verdi. (HABER MERKEZİ)