İzmir’de 30 Ekim 2020’de 6,6 büyüklüğünde deprem yaşandı.
Şiddetli deprem nedeniyle en çok hasar gören ilçe Bayraklı oldu.
117 vatandaşın hayatını kaybettiği, bin 34 kişinin de yaralandığı depremde çok sayıda bina da yıkılmıştı.
7 proje alanında bin 404 konut inşa edildi
Evsiz kalan binlerce ailenin konut ihtiyacının karşılanması için bölgede 375 hektarlık arazi rezerv alan olarak belirlendi.
Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ), harekete geçerek 7 proje alanında bin 404 konut ve 289 dükkan inşa etti.
Tamamlanan konutların anahtarları ise hak sahiplerine teslim edildi.
Rezev bölgedeki konutlar yıl sonunda tamamlanacak
İHA’nın aktarımına göre; rezerv bölge alanında yapımı devam eden 3 bin 657 konut ve 68 dükkanın ise yıl sonuna kadar etaplar halinde teslim edilmesi planlanıyor.
Öte yandan depremin 2’nci yılına yaklaşılırken, depremzedeler yeni konutlarında yeni bir hayat kuruyor.
“Büyük evler değil sağlam evler istiyoruz”
Depremde 22 yıl boyunca yaşadıkları evlerinin yıkıldığını ve eşimi kaybettiğini belirten Hatice Baltrak, “Deprem sonra bir süre kiralık evde yaşadım. Depremden yaklaşık 1 ay sonra evlerimizin yapımına başlandı. 18 ay sonra da teslim edildi. Evime yerleştim, şükürler olsun. Evden memnunum. 2+1 evimde eşimden aldığım ölüm aylığı ile geçiniyorum. Bu evi eski evle kıyaslamanın bir anlamı yok. Eski evimiz 140 metrekareydi ama sağlam değildi ve mezar oldu. Biz büyük evler değil sağlam, düzenli evler istiyoruz. Şükürler olsun ki şu anki evim sağlıklı ve düzenli. Oturduğum evden memnunum. Şu anda 22 yıllık komşularımla aynı binada otuyoruz. Eşimi burada kaybettim, acımı burada yaşadım ama arayanımız soranımız çok. Allah hepsinden razı olsun” dedi.
“Allah razı olsun devletimiz yanımızdaydı”
Deprem gerçeğine vurgu yapan Baltrak, “Depremi yaşamak çok zor. Tekrarı olmasın ve bu evler de artık ne olur denetlensin. Deprem anında ben de evde olabilirdim ama depremden 10 dakika önce bankaya gitmek için evden ayrılmıştım. 10 dakika sonra bütün hayatım değişti. Eşim evdeydi ve enkazdan 9 saat sonra çıkarabildik. Allah razı olsun devletimiz yanımızdaydı. Eşya yardımı ve kira yardımı yatırıldı. Evim bitince evime yerleştim. Şu anda bir ödemede bulunmuyorum. Cumhurbaşkanımız açıkladı; 2 yıl ödemesiz 18 yıl ödeneceğini söyledi. Ancak henüz ödemelere başlamadık” diye konuştu.
“Metrekare konusunda herhangi bir şikayetim yok”
30 Ekim öncesinde Barış Sitesi’nde ikamet ettiklerini ifade eden Meryem Öztürk de şunları söyledi: “Evimizin yıkılması sonucu bir süre Narlıdere ilçesinde ikamet ettik. Berk’in aramızdan ayrılması nedeniyle tekrar Barış Sitesi’nin bulunduğu binaya gitmek istemedik. Şu anda 3. proje alanında kalıyoruz. Burası da aile büyüklerimizin eviydi. 1 ay kadar önce buradaki evimize taşındık. Belki kayıplar yaşamasaydık metrekare konusunu konuşabilirdik ama eşim ve ben bu evde yalnızız. Metrekare konusunda herhangi bir şikayetim yok. Aslında bu saatten sonra oturduğum alanın metrekaresinin kaç olduğunun bir önemi de yok. Kalabalık aileler için elbette metrekare konusu önemli olabilir. Ancak bizim için şu anki öncelik, güvenli bina olması.” dedi.
“Binanın güvenli olması, metrekaresinden çok daha önemli”
Deprem konutlarının güvenliği konusunda endişesi olmadığını söyleyen Öztürk, “Bu binaların güvenlik konusunda sıkıntı yaşayacağını düşünmüyorum. Çünkü inşaat aşamasında gördüğümde fore kazıklar kullanılıyordu. Benim için binanın güvenli olması, metrekaresinden çok daha önemli. Metrekarelere takılmayalım. Önemli olan can güvenliği. Şu anda 500 metrekarelik bir evde oturmuş olsam bile Berk içinde olmadığı zaman bu duvarlar bana hiçbir şey ifade etmez. Neticede yine yalnızız, ev yine boş. Keşke Berk aramızda olsaydı da o ev dahi olmasaydı” sözlerine yer verdi.