BURSA (İGFA) – Türkiye Genç İş İnsanları Derneği (TÜGİAD) Bursa Şubesi, Almira Hotel Thermal Spa & Convention Center’da “Küresel Piyasalar ve Türkiye İktisadının Geleceği” bahisli aktiflik düzenledi.
Ekonomist, Osmanlı Yatırım Yönetim Kurulu Danışmanı Murat Sağman ve Osmanlı Yatırım Yönetici Yöneticisi Gökhan Karakuş’un konuşmacı olarak iştirak sağladığı programa, TÜGİAD Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Lideri Selim Baykal, Yönetim Kurulu Üyeleri, TÜGİAD Bursa Şubesi Geçmiş Devir Liderleri ve üyeler katıldı.
SAĞMAN, “YIL SONUNDA YÜZDE 45-50 ENFLASYON BEKLİYORUZ”
Enflasyon ve dolar kuru ile ilgili öngörülerini anlatan Osmanlı Yatırım Yönetim Kurulu Danışmanı Murat Sağman, “Seçimden sonra dolar kurunda bir ralli beklendi lakin bizim bu türlü bir beklentimiz yoktu. Gelinen noktada da varsayımlarımızda haklı çıktığımızı gördük. Merkez Bankası’nın şu an için uyguladığı siyasetin temelinde dolar kurunu tutmak var. Seçime gitmeden evvel alınan faiz artışı kararıyla da bunu yakından görmüş olduk. Kurda dalgalanmalar olsa da denetim ediliyor. Yıl sonunda dolar kurunun 40 lira civarında olmasını bekliyoruz. Piyasaların beklentisi bu istikamette. Lakin bu senaryonun gerçekleşmesi için hayatın olağan akışında devam etmesi gerekir. Kurda farklı etkenlerden doğan artışlar yaşanırsa enflasyonda da yüksek düzeyleri görürüz. Merkez Bankası her ne kadar faiz artırsa da şu an enflasyon, faizin üzerinde ilerliyor. Yaz aylarında baz tesiri ile enflasyonda gerileme yaşanacak. Değerli olan eylül ve ekim aylarında gelecek enflasyon verisi. Şu anki siyaset kararlılıkla sürdürülürse yıl sonunda enflasyonun yüzde 45-50 bandında olmasını bekliyoruz. Merkez Bankası gaye olarak yüzde 36 açıkladı lakin bizler bu gayenin ilerleyen devirlerde güncelleneceğini ve daha üst çıkacağını düşünüyoruz.” diye konuştu.
KARAKUŞ: “NAKİTTE KALAN KAYBEDER”
Osmanlı Yatırım Yönetici Yöneticisi Gökhan Karakuş, Türkiye’nin kısa vadede 200 milyar dolar üzere bir paraya gereksinimi olduğunu belirterek, “Bunun 110 milyar doları özel kesimin borcu, kalanı ise devletin. Bu borcun çevrilmesi ile ilgi bir zahmet göze çarpıyor. Bununla bir arada dış ticaret açığı verdiğimiz için elimizde 2 alan kalıyor. Biri turizm gelirleri, biri ise portföy yatırımları. Bizim sermaye piyasalarımıza gelen, pay senedi ve tahvil alan yatırımcılara portföy yatırımcıları diyoruz. Şu an için dövize ulaşabildiğimiz öteki bir sistem yok. Bunları ele aldığımızda iç piyasalarla ilgili bir kestirimde bulunmak çok zorlaşıyor” dedi.
Bu ortada bir tarafta “coğrafya kaderdir” öyküsünün olduğunu belirten Karakuş, “Orta Doğu’da istikrarlar daima değişiyor. Bununla birlikte birçok yeni problemle karşılaşıyoruz. Burada yanlışsız soru; “kriz anında neyi nasıl yönetiriz?” Türev piyasalarda tam olarak bunun için var. Türkiye Merkez Bankası da bu piyasalara takviye oluyor. Artık üretim yapan yatırımcıların, işin içine finansal matematiği de sokması gerekiyor. Finansın dışında kaldığınız üretim matematiğinde, batan şirketler ortasına giriyorsunuz. Bir firma temel faaliyetinden kar ediyor, işleri âlâ lakin bilanço toplamına baktığınızda ziyanda. Zira; kur farkından ötürü öz sermayesini bitirmiş. Bu yüzden türev eser kullanmak çok kıymetli. Türev eserler sizi korur. Sizin maliyet sisteminizin içerisine türev eser girerse, maliyet muhasebenizi çok daha rahat yapabilirsiniz. Bugün geldiğimiz tabloda nakitte kalan kaybeder. Dolar kurunda bir düşüş beklemiyoruz. Zira genel alıcı olarak Merkez Bankası var. Bir de bunlarla birlikte Borsa İstanbul konusu var. Bize nazaran; TL ve faizde durmaktan ise Borsa’ya yatırım yapmak daha manalı olacaktır. Yavaş yavaş yabancı yatırımcıların İstanbul Borsası’na giriş yaptığını görüyoruz. Bugün Borsa’da 8 milyon yatırımcıya ulaşıldı. Bu sayının 20-25 milyona kadar çıkmasını öngörüyoruz. Bilhassa ABD seçimlerine kadar Borsa İstanbul, Amerikan Borsası’ndan daha büyük bir potansiyel taşıyor. Burada hisse seçimleri çok değerli.” diye konuştu.